31 Ekim 2009 Cumartesi

Damat




1.İ.melih gökçek


2.George W.Bush


3.Fethullah Gülen


4.George Bush


5.Tayyip Erdoğan...

Diye gider hayatta en az sevdiğim insanların sıralaması. Ercan Saatçi'de Top 10 da olmasa da 20'ye rahat girer(Büyük ihtimalle Nazlı Ilıcak'la Arif Erdem arasında bir yerde olurdu). Bugün bulunduğu konumu tamamen ex kayınpederi Ertuğrul Özkök'e borçlu, kötü sesli bir şarkıcı, berbat bir köşe yazarı, tribün milliyetçisi ve Rambo Okan'dan hallice bir Fenerbahçe'lidir kendisi. Hayatta yaptığı tek iyi iş, İzel-Çelik-Çomak dağıldıktan sonra yaptığı "Sayenizde"dir.
Buraya kadar kendi çapımda yerin dibine soktuğumu düşünüyorum Ercan Saatçi'yi. Yalnız buradan sonra bir "ama" koymam gerekiyor. Her ne kadar şu an adı aklıma gelmeyen ünlü bir düşünürün, "cümlenizin ortasında ama varsa ondan önce söylediğiniz hiçbir şeyin anlamı yoktur" sözü çoğu zaman doğru olsa da, burada kullandığım "ama" ondan önce söylediklerime halel getirmez.

Evet Ercan Saatçi "salamy least favorite top20"'dedir. Ama bu gündeme bomba gibi düşen Metin Özülkü'yle yaptığı söyleşi sırasında sarfettiği "nasıl s.ktik galatasaray'ı" sözü üzerinden yerden yere vurulması yanlıştır, elbette Metin Özülkü'nün de karşılık olarak verdiği "he .mına koyduk" cevabı da.

Yanlıştır çünkü bu sözler, her ne kadar galiz küfürler olsa da, iki yakın arkadaş olduğu her halinden belli olan insanların canlı yayın sırasında değil, banttan yayınlanacak bir söyleşi sırasında sarfettikleri bir cümledir. İkisi de bunun yayınlanmayacağı düşüncesi içerisinde bu sözü sarfetmiştir. İki dostun birbiriyle muhabbetinde kullandığı kelimeleri yayınlamak, bence daha büyük ayıptır. Kaldı ki, TCK'ya göre "hakaret" suçunun gerçekleşmesi için hakaret içeren sözcüğün sarfedildiği sırada ortamda ikiden fazla insanın bulunması gerekir.

Hadi diyelim Ercan Saatçi bu sözlerinin yayınlanacağı bilinciyle hakaret etti, zamanın da bir derbi öncesi tribünde yapılan koreografiyi kastederek(yukarıda ki resim) "sarı kırmızıyı anladık da o yeşil neden" diyerek Galatasaray'ı PKK'yle ilişkilendirirken, yeterli tepkiyi göstermemiş Galatasaray'lıların, şimdi ki duruma daha fazla tepki göstermeleri abes olur.

Ayrıca eğer ille bir şeyler söylenecekse, Saatçi'yi ya da Özülkü'yü eleştirme hakkına sadece özel hayatlarında hiç bir zaman yendikleri rakip takım için "s.ktik" ve ".mına koyduk" sözcüklerini sarfetmemiş olanların hakkı vardır diye düşünüyorum.

5 yorum:

k dedi ki...

bırakalım, ilk taşı günahsız olanımız atsın. yaptıkları dandik şarkılardan daha tahammül edilir olmuş küfürleri. ercan kişisinin top 10'umuzdan 20'mizden yıllarca düşmemesinin bir nedeni de, karşısına çıkan her durumda zeytinyağı gibi üstte durabilme yavşaklığı olmalı. bu da rüzgarın yönünü iyi tahlil, popülizmin her türlüsünü kıvrak hareketlerle icra edebilme yeteneğinden geliyor. 90'lar türkiyesinin marka ürünüdür ercan. bölünerek çoğalan binlerce kopyasıyla birlikte köşeleri dönmenin, seviyesizliğin, 'kutsal değerlerin' yılmaz savunuculuğunun en güzel örneklerini verdi sahnede. şu an bulunduğu yeri sonuna kadar hakeden bir insan gerçekten de. ama zaten... şu an bulunduğu yerin ta amuakoim.

salamy dedi ki...

benim anlamadığım husus bu adam tip itibariyle rüzgara göre pozisyon sergileyebilecek bir zeka pırıltısı barındırmazken nasıl bulunduğu yere gelebildiği badiciğim.

drkgulusoy dedi ki...

sorun küfür etmesi değil bence, yanlış olan bu zihniyete sahip birinin Hürriyet gibi bir gazetenin spor müdürü olabilmesi.hangi meziyetlerle orada olduğu malum.Ortalama bir Fenerbahçe taraftarı da onun yazdığı yazıları yazar.ama Türkiye gerçeği; hakkı olan değil tanıdığı olanlar bir yerlere gelebiliyor malesef.

salamy dedi ki...

Esasında dünyanın her yerinde tanıdığı olanlar bir yerlere geliyor ama çağdaş olanlarda "hakedenler" de toplum trafından farkedildiğinden kendilerine hakettikleri pozisyonlarda yer bulabiliyorlar.

k dedi ki...

tsyd'nin açıklamasını okudum bugün. "bir yaptırım uygulayamıyoruz, dernek üyesi değil" diyorlar. sonra da eklemişler: "zahir herif spor yazarı da değil". islam çupi vardı eskiden. koskoca bir 8 yıl geçmiş ölümünden bu yana. spor yazarı deyince hep o isim aklıma gelirdi. nelerle uğraşıyoruz şimdi yarebbim!

ercan'ın yükselişi zekasındaki pırıltıdan değil, memleketimizde hüküm süren vasat hava basıncına uyumlu yapısından. fazla yükseğe çıkınca kayboluyor insanlar :)