22 Ekim 2009 Perşembe

"30 yıl"

İnsan ömrü için uzun, dünya tarihi için göz açıp kapayana kadar geçen bir zaman. Bunu şundan söylüyorum, insan birey olarak 30 yıl da kendine sınıf atlatabilir, tüm sorunlarını çözebilir, a dan z ye değişebilir. Ama "devlet"lerse söz konusu olan, durum farklıdır.
G. Doğu ile ilgili tüm yapılan yorumların başlangıç sözcüğü "30 yıldır dökülen kan durmalı". Elbette iyi niyetli ardında art niyet olsa bile bu haliyle karşı çıkılamayacak bir temenni. Ama gerçeklerden uzak bir sözcük aynı zamanda. Birinci yanlış yukarıda söylediğimle alakalı. Evet 30 yıl uzun bir süre ama dünya tarihine baktığımızda hangi etnik kimlik sorunu 30 yıldan önce çözülmüş? Mesela bizden çok daha demokrat İspanyol'lar çözebildi mi Bask sorunlarını? Koca İngiltere IRA'yı bitirebildi mi hemen? Ya da Fransa bir zamanlar bağımsızlık yanlısı korsikalılar'la uğraşırken şimdi de göçmenlerden yaka silkmiyor mu? Diğer taraftan da bu sorunu sadece 30 yıllık geçmişiyle ele alarak sorunun öncesini kestirip atmak. Yoksa Osmanlı Cumhuriyetinden bugüne çıkan 600 ayaklanma neyin nesi? O bölgedeki insanlar 79 yılında bir anda "biz kürdistan isteriz" diye mi ayaklandılar?
Sakın yanlış anlaşılmasın, bu satırın yazarı demokratikleşmeye, insanların etnik kimliğini özgürce yaşabilmesine asla karşı değil. Zaten haddi de değil. Ama dünyanın hiç bir ülkesi kendisine uzatılan namluya boyun eğmez, cevabını verir. Bir sorunu çözecekse de, kalkıp şiirler okuyarak değil, orada savaştırıp henüz 20 yaşında ölmesine ya da sakat kalmasına neden olduğu insanları rencide etmeden yapar bunu.

Hiç yorum yok: