19 Ekim 2009 Pazartesi

Uyursan Ölürsün...


Sanırım ilk fragmanını "Inglorious Bastards" ı izlemek için gittiğim sinemada izlemiştim. Dürüst olmak gerekirse, "Ulan yine altı boş bol ajitasyonlu bir film" diye içimden geçirmiştim. Sonra daha geçen gün gezindiğim ekşisözlükte "nefes" entrysinin yanında 37 rakamını görünce "ne ulan bu" diyerek üzerine tıkladım, öyle ki "nefes"in bir sinema filmi adı olduğunu dahi bilmeden. Yazılan entrylere bakınca büyük bir çoğunluk filmi yere göğe koyamıyordu, en beğenilen noktalar filmin ajitasyondan, propogandadan ya da kendini her bir kesime sevdirme çabasından uzak bir şekilde çekilmiş olmasaydı. Bir de o meşhur içtima sahnesi... Hemen youtube'a girip "nefes içtima" yazdım ve o 6 dakikalık tek başına bile Mete Horozoğlu'nun Oscar'ı hakettiği muhteşem sahneyi izledim. İçtimada askerlerini azarlayan bir yüzbaşı(Azarın nedeni sonlara doğru belli oluyor ve adam haklı diyorsunuz). İnanın Horozoğlu'nun daha önce hiçbir filmini izlemediğim ve oyuncuların genelde amatör kişiler arasından seçilip uzun bir eğitim sürecinden geçirildiğini okuduğum için kendisini gerçekten ordudan ayrılmış bir subay zannettim. Askere gitmiş olanlar ne demek istediğimi o sahneyi izleyince çok iyi anlayacaktır.

Bakın tüm bunları sadece izlediğim o 6 dakikalık sahne için yazıyorum. Filmi izlemedim, izleyecek miyim orasını da bilmiyorum, çünkü gerçekte olanların oynandığı bir filmde 2 dakika önce yaptığı espriye güldüğünüz erin alnının ortasına mermi yiyerek ölmesini izleyebilmeyi kaldırabilir miyim bilemiyorum. Ama sadece o 6 dakikalık sahne için bile, bu filmde emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum.

Hiç yorum yok: