21 Ocak 2009 Çarşamba

Altı kapısı kapalıyken düşeş atmakla övünmek

Yıllar önce Fatih Altaylı'nın programında kürtçe eğitim konusu tartışılırken, AB yanlısı emekli bir büyükelçi kürtçe eğitimin önünün açılması gerektiğini savunurken, Fatih Altaylı sormuştu; "peki nasıl? devlet kürtçe kursu mu açsın" emekli büyükelçinin yanıtı netti "hayır, özel dershaneler verir eğitimi, milli eğitim bakanlığı da denetler".

Aynı kürtçe eğitim gibi kürtçe televizyonda aynı şekilde, ülkede yapılan yayınları denetleyen RTÜK gibi bir kurum varken pekala özel teşebbüs tarafınndan kurulabilirdi, sakın kimse "bunu hangi baba yiğit yapacaktı?" diye sormasın. 80 li yıllarda yaşamıyoruz artık, ülke demokrasi yönünden çağ atladı, mzgür gündem gibi pkk propagandası yapan bir gazete bile çıkabildiyse bu ülkede, isteselerdi G.Doğu lu sanayici ve işadamları biraraya gelip kısa bir sürede halledebilirlerdi özel tv işini, hele ki arkalarında hükümet desteği olduktan sonra.

Ama ne yaptı hükümet, devlete ait bütün işletmeleri "babalar gibi" özelleştirirken, gitti devlet eliyle televizyon kurdu. Bu ülke 74 değişik etnik gurubun yaşadığı bir ülke ve eğer devlet kendi eliyle resmi dil dışında etnik gruplardan birisine imtiyaz tanıyarak iş yaparsa bunun adı, üzülerek söylüyorum, hükümet eliyle ayrımcılıktır.

Bu noktadan sonra ülkedeki, çerkezler, zazalar, yörükler,lazlar,çepniler,avşarların da devletten kendi dil ya da lehçelerinde yayını talep etme hakkı doğmuştur. Ama kısa vade çözümler dışında hiç bir öngörü ve vizyonu olmayan hükümet sırf seçimlerde Diyarbakır'ı alabilmek için ülkenin dibine dinamit döşemiştir.

Seçim konusuna gelince AKP Diyarbakır'da ancak 3 ilçeden 1ini alır kanaatindeyim. Orada zaten insanlar uydudan kürtçe kanalları izliyorlar, TRT şeşin onlar için çok şey ifade edeceğini zannetmiyorum, sağlıklı reyting ölçümü yapılabilirse bu gerçek açığa çıkacaktır. Hem AKP madem bu kadar özgürlükçüydü, neden görevde olduğu 6 yılda onca kürtçe kursunu sırf kapısı standarttan 3cm dar, Atatürk portresiyle gençliğe hitabenin arası olması gerekenden daha fazla gibi gerekçelerle kapatılmasına göz yumdu. Daha öncede söyledim yine tekrar ediyorum bu ülke kürt sorununu hem kürtlerin hem de kendi ulusal çıkarlarına uygun bir şekilde çözmeye muktedir değildir, çünkü yeterli ekonomik güce ve üretime sahip değildir.Bundan dolayı da AB ve ABD'nin kendi çıkarlarını gözeterek bize dikte ettiği "çözüm"leri uygulama yoluna gitmektedir. İş işten geçmeden, dönüş olmayan yola girilmeden kürt politikası yeniden gözden geçirilmeli.

Hiç yorum yok: