24 Kasım 2008 Pazartesi

Sorun...


Meseleyi tanımlamak dahi sizi bir kampa sokuyor. Ülkede yaşananları "Güneydoğu sorunu" olarak adlandıranlar; milliyetçi, faşist,ulusalcı, statükocu, "Kürt sorunu" olarak nitelendirenler; ise liberal, demokrat, vatan haini olarak fişlenmenize yetiyor. Sanırım biz bu sorunu daha ele alırken ilk yanlışı yapıyoruz, en önemli şeyi unutuyoruz. Daha önce "Nailin Pailin ve Türk Demokrasisi" yazımda belirttim demokrasi kültürümüz yok. Ama burada konu biraz farklı.
Bir ülkenin dünya üzerinde söz sahibi olması, için iki şeye ihtiyacı vardır. Üretim ve enerjiye dönüştürülebilen doğal kaynaklar. Bu ülke üretmiyor, toprağındaki doğal kaynaklar ise yeterince verimli kullanılamıyor.
Olması gerekeni değil, olacak olanı söylüyorum. ABD, AB, Rusya,İran ve Çin'in çıkarlarını ilgilendiren bir sorunu üretmeyen, dolayısıyla ekonomik güce sahip olmayan bir ülke, kürtlerin ihtiyaçlarına yönelik atılımları, milli sınırlar ve üniter devlet ilkesinden ödün vermeden gerçekleştiremez. Eğer AB nin bizden istediği istenen açılımlar gerçekleştirilirse, sonuç er ya da bağımsız bir kürt devleti olacaktır. Çünkü plan önceden yapılmıştır ve bu ülke kendi kendini baltalayarak, yani üretmeyerek ekonomik olarak gelmesi gerekn noktadan çok uzaktadır.
Öte yandan süregelen politikalarla da terörün her geçen gün daha çok cana mal olacağı açıktır. Bu meselede ülkeyi bu hale getiren herkesin sorumluluğu vardır.
Devlet hala güneydoğudaki bir çok noktada halka "ben burdayım" diyememektedir, daha sonra karakol baskınlarında emekli generaller çıkıp, sade vatandaşı suçlamaktadır "baskını biliyordunuz niye ihbar etmediniz diye", PKK nın kucağına atılan insan, can güvenliği sağlanamıyorsa nasıl ihbar etsin olacakları?
Bir sözüm de DTP'ye! Daha ne istediğinizi bilmiyorsunuz, temsil ettğinizi iddia ettiğiniz insanlar feodal düzenin esiri olmuş, kadının zaten adı yok. Tüm bunlar ülkenin yeterince demokratik olmamasından mı? Sakın fakirlik falan demeyin. Ülkenin başka hangi yerinde vatandaşın kaçak elektrik kullanmasına göz yumuluyor, kızlarını okula gönderen ailelere 150 milyon yardım yapılıyor? Tüm sivil toplum kuruluşları topladıkları yardımları bölgeye akıtıyor. Şunu asla unutmayın, evet demokratik her devlette muhalefet olacaktır, ve evet insanlar etnik kökenlerinin kendilerini miras bıraktığı gelenekleri özgürce yaşayabilmeli ve sonra ki kuşaklara aktarabilmelidir, yalnız hiç bir devlet kendisi ve halkı için hayati sayılabilecek stratejik unsurlara aykırı muhalefete izin vermez. Politik doğruculuğu bırakalım, gerçekler ortada, geçmişe bakın,Amerika'da Kennedy'leri, Almanya'da Baader-Meinhof'u, İsveç'te Olaf Palme'yi, Avusturya'da Jörg Hayder'i unutmayın. Bu ülke, bazı konularda, dışarıya göstermek istediğinizden çok daha demokratik.

Hiç yorum yok: