20 Kasım 2008 Perşembe


Ayrımcılıktan en çok şikayet etme hakkına sahip gruptur Aleviler. Osmanlıdan beri, Atatürk dönemi hariç hep ezilmişlerdir. Ülkeye bir çok aydın kazandıran bu kesimin ritüelleri, kimi yobazların türlü iftiralarıyla sapıklıkla nitelendirilmiş, yetmemiş, Çorum, Maraş katliamlarıyla yok edilmek istenmiş, cayır cayır yakıldıkları otel, dalga geçer gibi, kebap salonuna dönüştürülmüştür( tarih kitaplarında madımak kebapçısına göz yumanlar nasıl adlandırılacak çok merak ediyorum) Buna rağmen Aleviler bu ülkeye bağlı bir şekilde yaşamaya devam etmekteler. Seslerini ve isteklerini, şiddete başvurmadan medeni bir şekilde duyurmaya çalışan bu insanların talepleri, ülkenin devlet bakanı tarafından "kabul edilemez" olarak nitelendirildi.
Peki nedir bu istekler,
1. Zorunlu din dersi kaldırılsın
2. Alevi köylerine cami yapılmasın
3. Diyanet işleri ya kaldırılsın, ya da cem evlerine de kaynak aktarsın.
Bu isteklerin neresi kabul edilemez. Tamamını alevilerin oluşturduğu bir köye cami kondurmanın mantığı nedir? Laik bir devletin, insanlara kendi öngördüğü mezhebi dikte etme hakkı nasıl olur.
Din dersi zaten ayrı bir konu, neden dinler tarihi değil de, sadece islam dini öğretiliyor? Onu da bıraktım, isteklerin kabul edilemez olduğunu söyleyen bakan, kendi çocuğuna zorunlu olarak hristiyanlık ya da yahudilik dersi verilmesini kabul eder miydi? Alevilerin talepleri arasında ülkenin stratejik çıkarlarına aykırı en ufak bir husus var mı? Bu haklar verilirse "Alevistan" falan mı kurulacağını sanıyorlar?
Nedir bu insanlara duyulan kin ve nefret! Sonra bir de utanmadan gidip oy isterler seçim zamanı. Gerçekten söyleyecek söz bulamıyorum!

Hiç yorum yok: