14 Mayıs 2009 Perşembe

Yasak...

AKP'nin iki adım ileri bir adım geri mehteran temposuyla sürdürdüğü yeşil akınların sonuncusu Çankırı'da yaşandı. Valilik açık alanlarda içki içmeyi yasakladı. Elbette, "içki dinimizde haram" diyemedikleri için de bahane olarak trafik kazalarını gösterdiler. E madem trafik kazalarını önlemek istiyorsunuz, o zaman arabaların 90 km yi geçecek motor gücüne sahip olmalarını da yasaklayın. Peki arabası olmayan vatandaşı niye kapsıyor bu yasak. Öyle ya 4 arkadaş pikniğe içmeye gittiler, dönüşte arabada dört direksyon olmayacağına göre kalan 3 kişi neden demlenemesin?

Esasında halka açık alanlarda içki içme yasağı Avrupa'nın pek çok yerinde de uygulanmakta. Zaten aleyhlerine bir çağdaş uygulamayı hemen batı özenticiliği olarak adlandırılan, bizim iki yüzlü dinci basının da en büyük dayanak noktası bu. Yalnız burada gözden kaçırılan bir husus var. Orada eldeki alkollü içecek çevreden bakıldığında gözükecek şekilde içmek yasak. Dolayısıyla elinizdeki bira, şarap vs. yi kese kağıdına koyduktan sonra istediğiniz gibi içebilirsiniz.

Çankırı'ya bu sene iş için iki kez gittim. Bozkır yavan bir anadolu şehri beklerken, yeşillikler içerisinde doğa harikası bir yer bulmak sevindiriciydi. Çankırı valisine tavsiyem, trafik kazalarını azaltmak istiyorsa önce karayollarıyla konuşup, Çankırı'yı diğer illere bağlayan köstebek yuvasıı ve mıcır tuzaklarıyla dolu yollarını elden geçirmesi.

Şeriat ekseninde hareket eden örümcek beyinlilerin başlangıç noktasında mesele. İçki islama göre haram olduğu için yasaklanmalıdır. Ama mesela bireysel silahlanma umurlarında değildir. Çünkü islamda silah haram değildir, bilakis kılıç taşımak sünnettir, ki günümüzde bu sünneti kendi boyutlarına uygulayarak çakı taşıyan devlet "büyüklerimiz" çokcadır(o kadar korumanın içinde neyine yarayacaksa o çakı)

Bir konuyu da atlamayalım, bir insan içkili direksiyon başına geçiyorsa, bunun cezasını en ağır biçimde çekmelidir. Ama devlet de o insanı o halde direksyonun başına geçmemesi için ona alternatifler sunmalıdır. Mesela en son otobüsün gece 11.30 da sefer yaptığı, metronun çoğu yerde olmadığı, olan yerde de yine aynı saatte servisten kalktığı Ankara'da Tunalı'da içen biri Ümitköy'deki evine dönmek için taksiye 50 lira vereceğine, alkollü de olsa yakalanmadan eve dönme riskini göze alır.

Eğer toplumda huzur sağlanmak istiyorsa, bunun yolunun yasaktan değil eğitimden geçmesi gerektiğini her aklı başında insan bilir. Ne yazık ki ülkemiz bu uğurda çalışan insanların terör örgütü üyesi suçlamasıyla sindirildiği bir yer olduğundan bunun gerçekleşmesini beklemek hayallerin dahi ötesinde.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Sevgili kardeşim Can, Alkol konu başlıklı yazını ilgiyle okudum ve tavsiyelerini ve öğütlerini iyice fikir süzgecinden geçirdim. Fakat alkollü araba kullanma ile ilgili demeçlerine karşılık zat-ı şahsiyetiniye bir sualim olacak. Ehliyetinizi kaç kere, ne kadar süreliğine ve ne sebepten kaptırdınız?

Hasretle hepinizi kucaklar, gözlerinizden öper , saygılar sunarım.

Berkay TOMBUS
Okur-Yorumcu