19 Mayıs 2009 Salı

Sarıgül


İstediği kadar yüksek oylar alsın, iyi belediyecilik yapsın. Ben bu adamı sevmiyorum. Nerede medyatik bir olay varsa bu adam en önde... Yüzündeki o samimiyetsiz ifadeyle "Ben buradayım" demek için.


İşin acı tarafı da Tayyip'e karşı solun lider adayı olarak bir çok kişinin kendisini göstermesi.


Türkan Saylan vefat ediyor, hastane morgunda bir bakıyoruz Mustafa Sarıgül tabutun başından tutmuş ambulansa koyuyor. O da yetmiyor ambulansa biniyor. Yok mu kardeşim bu kadının çocukları akrabaları? Sana mı düştü tabutun başında durmak! Eminim Saylan'ın akrabaları içinde de böyle düşünenler vardır ama acılı günlerinde rezalet çıkmasın diye seslerini çıkarmamışlardır. Aynı senaryo Lütfi Kırdar'da ve Teşvikiye Camiindeki törende de devam ediyor. Ama burada birileri olan bitene itiraz edecek olunca basıyor tekmeyi vatandaşa Mustafa.


Ben buradan kendisine soruyorum; Kardeşim senin sıfatın nedir de kendinde bu hakkı görüyorsun? Sen alt tarafı bir ilçe belediye başkanısın. Biliyoruz vermek istediğin mesajı "Ben solun gerçek lideriyim, en büyük Atatürkçü, en aydın, en demokrat benim" demeye çalışıyorsun, ama biz yemiyoruz. Çünkü senin neler yaptığını biliyoruz. Çağdaş Yaşam gibi bu ülkenin gençlerine en büyük değeri veren derneğin kurucusunun cenazesinde tabutun başında duruyorsun ama CHP kongresinde sana elden sağ duyulu olma çağrısı içeren mektubu sunmak isteyen CHP gençlik kollarından gelenlerin üzerine tosuncuklarını salmayı da biliyorsun. Nişantaşı gibi sokak kültürünün yerleştiği daracık sokakları olan bir semte o saçmasapan otoparkının saati 20 lira olan(krizden sonra bedava olmuş sanırım) City's i diktiriyorsun. Ya o en önde durduğun Lütfü Kırdar'da dünyanın bir numaralı şefi konser verirken, üst katta bekarlığa veda partisi yapan oğlunla İbrahim Tatlıses CDsinin sesini sonuna kadar açıp altta konserin kesilmesine neden olan sen değil misin? Evet sen çok ilericisin Sarıgül, nerede kamera sen orada en "ileri"desin.

Hiç yorum yok: