26 Şubat 2009 Perşembe

Binali binali binbinbin...


Ülkemizde siyasetçilerin anlamını tam olarak kavrayamadığı bir sözcük "istifa". Sanılıyor ki istifa eden biri peşinen hatasını kabul etmiş sayılır, insanların gözünde şerefi bir paralık olur. Halbuki bir yönetici ya da çalışanın herhangi bir olayda kusurlu olduğu baştan beri apaçık ortadaysa o kişinin istifasına gerek yoktur, üstlerince görevden alınır.
Bizim bakanlarımızın dahi bilmediği yönüyle "istifa", soruşturmanın selameti açısından gerçekleştirilen bir husustur. Böylelikle söz konusu aktiviteyi gerçekleştiren bakan, genel müdür vs. zımni olarak(üstü kapalı biçimde)"bakın ben olaydan çekiliyorum ki müfettişler olayı araştırırken üzerlerinde herhangibir baskı hissetmesinler, rahatça raporlarını hazırlayıp sorumluları ya da hatanın nerede yapıldığına işaret edebilsinler ki, benzer bir olayın tekrarı yaşanmasın" demiş olurlar.(belki de bunu baştan yapmış olsaydı Isparta'da düşen atlasjet uçağının voice recorderı neden çalışmıyordu sorusu beyinleri kurcalamazdı)
Dün yaşanan acı olay hepimizin yüreğini burktu. Elbette bu olayı siyasi görüşlerimiz farklı diye bir bakanla direkt ilişkilendirmek doğru bir davranış olmaz. Ama söz konusu bakanın da yukarıda sıraladığım sebepler çerçevesinde görevinden çekilmesi gerekmektedir, hele ki kendi atadığı genel müdür "çok şükür uçakta kırım olmadı" derken daha ölümle kırım arasındaki farkı bilemezken.
Buraya kadar dikkat ettiyseniz ulaştırma bakanını dünkü olayla ilişkilendirmedim. Ama geçmişe dönüp baktığımızda bu zat'ın hala nasıl olup da bu koltuğu işgal edebiliyor olmasını anlamak mümkün değil. Bu kişi dünyada uygar her ülke vatandaşının girebildiği youtube'a girişi engellemiş biri. Bu yetmezmiş gibi "kimse ben google ben facebookum diye bana bir şey olmaz demesin" diye demeç verebilmiş biri. Eğer kapatma bahanesi yasalarsa, bu hükümetin değiştirmek isteyip de değiştiremediği kaç tane yasa var biri bana açıklayabilir mi? Hadi youtube sadece internettir diyelim, peki ya Pamukova'da devrilip resmi rakamlara göre 39, kimilerine göre 130 kişinin ölümüne neden olan "hızlı tren" faciasına ne demeli? Bütün profesörler çıkıp "bu raylar bu hızı kaldırmaz" diye bas bas bağırırken, başbakanla kendisi "bunlar statükocu ziyniyet " dedikten sonra, çok büyük bir buluş gibi lokomotifin subap ayarlarıyla oynayarak normal treni "hızlı"ya çevirip insanların ölümünden birinci derecede sorumlu olan şahıs, bugün ki ulaştırma bakanını ta kendisi değil midir?
O yüzden bu kişi istifa etmesi beklenmeden kendisi görevden alınmalı ve yargılanmalıydı, ama ülkemizde özellikle AKP'nin sahte demokrat maskesi ardında sergilediği "bu görev bana allah tarafından bahşedildi" şeklindeki ortaçağ monarşik zihniyet yüzünden thy bütün uçaklarını da kaybetse tüm gemiler batsa, trenler raydan çıksa Binali Yıldırım aslanlar gibi görevinin başında kalacaktır. Ne de olsa cenab-ı hak ona öyle nasip gördü.

Hiç yorum yok: