24 Şubat 2009 Salı

AVM Çılgınlığı

Bir AVM inşaat manyaklığı aldı başını gidiyor. Tek bir Karum ve Atakuleyle 15 sene geçirmiş Ankara, önce Ankamol, sonra Armada, Cepa, Panora, 365, Anteres derken mantar gibi biten AVM'lerin istilasına uğradı.

Öncelikle AVM'ler bir şehirdeki kent kültürünü öldürmekte. Medeni ülkelerde insanlar alışveriş için sokağa çıkarlar, bir mağazaya uğrarlar oradan bir kafeye geçerler, arkadaşlarıyla bir parkta dinlenip evlerine dönerler. Bu hem ekonomik sirkülasyonu sağladığı gibi, geniş bir alanda hizmet sektörünü canladırır, hem de insanlara kentlilik kültürü aşılar hem de sosyalleştirir. Ama AVM'ler olunca kısıtlı bir kapalı alanda sadece alışveriş amacıyla insanları toplarsınız(zaten hep uykumu getirdikleri için nefret ederim AVM'lerden). Bu yüzden Avrupa'nın büyük şehirlerinde AVM ler hep şehir dışındadır. New York Manhattan'da sadece bir tane AVM vardır.

Ayrıca bir başka sorunda bu AVM'leri başka türlü kullanılamasıdır. Tunalı'da bir dükkan batarsa yerine başkası açılır, ama devasa bir alana kurulu koca AVM batarsa binayı değerlendirecek alternatif bulmak neredeyse imkansızdır. Bugün Çayyolu gibi bir ilçede bir km lik alanda Galeria ve Arcadium varken ve buradaki dükkan sahipleri kriz dolayısıyla bir bir dükkanlarını kaparken, hemen ilerilerine devasa Gordion AVM'si dikiliyor(önünden geçen yolun da aylardır ırzına geçiyorlar bu arada) . Yetmiyor onun da 3 km ilerisine başka bir AVM yapılıyor. Bu ekonomi bu kadar AVM'ye nasıl yetecek soran yok. Bunlar batarsa eğer nasıl değerlendirilecek, bir proje yok. Ama belediye AVM için başvuranlara sorgusuz sualsiz ruhsat dağıtmakta sorun görmüyor. İşin başında İ.Melih Gökçek olunca, hazır seçimlerde yaklaşmışken kanımca muhalefete AVM çılgınlığı ardındaki gerçekleri araştırma yükümlülüğü doğuyor. Kimler nerelere ortak vs. gibi...

Hiç yorum yok: