13 Ocak 2010 Çarşamba

Koltuk Krizi

Teammülleri bilmeden büyükelçiyi eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Mesela ibranice bilen bir diplomatın o anda orada olmaması eleştiriliyor, benim bildiğim bu tip görüşmelerde resmi dil ingilizcedir. Anladığım kadarıyla bizim büyükelçi ayaküstü bir "ketenpere"ye getirilmiş, zira haberler doğruysa bu görüşme son dakikada ortaya çıkmış ve konu "Kurtlar Vadisi Filistin" projesinden duyulan rahatsızlıkmış.

İsrail'in yaptığı çok çirkin, ahlaksızca ve ucuz. Bir ülkenin büyükelçisini çağırıp, onu bu şekilde oturtup bir de ibranice giydirmek, Türkçe bilmeyen bir insana güler yüzle "ananı s.kim" demekle aynı bayağılıkta, yani sadece cahil ve fanatikleri sevindirebilecek bir şey. Bence burada büyükelçinin eleştirilebileceği nokta, alçak koltuğu görür görmez, kendisine verilen sandalye diğerlerinden küçük olduğu için Lozan görüşmelerini başlatmayı reddeden İsmet İnönü'yü aklına getirmemek, ya da koltuğun sırtına çıkıp, "biz Türkler oyuna getirilmiş gibi yapıp oyuna getiririz" gibisinden (elbette daha düplomatik bir dille) bir açıklama yapmamaktı. Ayrıca Türkiye'de görev yapan çoğu yabancı diplomat(daha doğrusu büyükelçi) bülbül gibi Türkçe konuşurken, bizim büyükelçilerin bulundukları ülkelerin dillerini bilmemeleri, hele hele İsrail gibi çok önemli ilişkiler içersinde olduğumuz bir ülkenin, bence kabul edilemez. Ama bu büyükelçinin olduğu kadar bu konuda bir uygulama yapmayan Dış işlerinin de ayıbı.

Neticede İsrail'in yaptığı terbiyesizliği tarih not etti, bu coğrafyada onlarla didişmeyen tek ülkeye bunu yapmak pek akıl karı değil. Yalnız burada Araplara yaklaşmak uğruna karşısına İsrail'i alan hükümete de bir kaç söz söylemek lazım. Filistin ve Lübnan'ı vuran İsrail uçakları daha bir hafta öncesine kadar Konya ovasında tatbikat yaparken, kalkıp "one minute" demek, İsrail'in gelmiş geçmiş en saygın politikacılarından birine "yalan konuşuyorsun" demek de aynı olmasa da benzer bir ucuzluk ve tribünlere oynamaktır.

Hiç yorum yok: