15 Aralık 2008 Pazartesi

Özür dilemek...

Neyin ne olduğu anlatılmadan, toplum aydınlatılmadan bir özür kampanyasıdır gidiyor. Madem geçmişle hesaplaşma yapılıyor; neden hamidiye ordularından bahsedilmiyor? sadık tebanın bir anda hain tebaya dönüşmesindeki etkenler tartışılmıyor? aynı tarihlerde osmanlı benzeri imparatorluk yapısına sahip devletlerin benzer isyanlara gösterdikleri reaksiyonlar anlatılmıyor? Birleşmiş Milletlerin soykırım tanımı, yaşananlarla ne kadar örtüşüyor? "Aydın" olduğunu idda edenler neden soykırımı tanımakla her şeyin hallolacağını zannediyor? Yoksa tazminat ve toprak tartışmaları, tanımanın arkasında mı bekletiliyor? Ve en önemlisi neden "ben" özür diliyorum? "Ben" ne yaptım bu insanlara da geçmişte yaşananların sorumluluğunu omuzlarımda hissetmek zorunda bırakılıyorum? Neden?
Eğer mesele geçmişle yüzleşmekse; bilinmeli ki hiçbir aklı başında Türk 90 yıl önce yaşananlarla gurur duymaz. Çünkü karşılıklı büyük acılar yaşanmıştır, katliamlar yapılmıştır. Keşke olmasa deme imkanımız vardır ama olanı değiştirme şansımız yoktur, Marx'ın da dediği gibi "tarihte olan her şey öyle olması gerektiği için ve başka türlü olamayacağı için olmuştur", insanlık tarihine geçmişte olduğu gibi bugün de kara lekeler sürülmektedir, yarın da sürülecektir. Ama bu yaşanan acılar üzerinden rant sağlamak, büyük hesaplar içerisinde bu ülkenin çıkarlarına ambargo koymak, yaratacağı sonuçlar bakımından geçmişte yapılan hatalardan daha az yıkıcı olmayacaktır.

Hiç yorum yok: