20 Aralık 2008 Cumartesi

Meğer ip çoktan çekilmiş


Hep kendime şu soruyu sorar dururdum, hakkında bin türlü yolsuzluk iddaları olan biri Türkiye'nin başkentinde 15 yıl belediye başkanlığı yaparken, nasıl olur da yargılanmaz, medya bu iddaları nasıl gündeme getirmez diye. Bugün ortaya çıkan fatura olayı ile bu sorularıma cevap buldum, o da şu İ.Melih Gökçeğin ipi en az 2 yıl öncesinden Erdoğan tarafından çekildi ancak uygun ortamın oluşması beklendi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nu takdir etmemek mümkün değil; kendisi cesur ve ahlaklı bir politikacı, ancak gündeme getirdiği doğalgazla ilgili konular, geçmişi 10 seneye dayanan, Ankara'da herkesin bildiği, dile getirdiği (özellikle 300 dolarlık sayaç kazığı) ama ne hikmetse bugüne dek medyada yankı bulmayan konulardı. Nitekim, Kılıçdaroğlu aynı konularla ilgili çok önceleri mecliste soru önergesi vermesine rağmen, medyadan kimse konunun üzerine gitmemişti. Ama ne oldu, tam da aday belirleme süreci sırasında Gökçek'le ilgili ardı ardına bu iddalar gündeme getirildi. Hadi diyelim ki bu bir tesadüf, medyanın üzerine biri sihirli değnekle dokundu ve bugüne kadar dokunmadıkları Gökçeğin ne olduğunu anlayıp üzerine gitmeye başladılar, bunun üzerine önce AKP anketi (Gökçeğin AKP'ye oy kaybettirdiği sonucu çıkan) yayınlandı, sonrasında da Gökçeğin, kendini rezil edip, siyasi harakiri yaptığı program yapıldı. Peki şu 358 miyarlık faturaya ne demeli?
Bugün ortaya çıktı ki Gökçek, "Tayyibin önünü bir tek ben keserim, araştırma yaptırdım oyum %22" dediği zamanlarda, şu anda Ergenekon davasından sanık olarak tutuklu bulunan bir şahısa AKP ve Tayyip Erdoğan'ın zayıflıkları ve bunlara karşı geliştirilebilecek stratejilerle ilgili bir araştırma yaptırmış ve karşılığında 358 milyarlık fatura kesilmiş. Dahası söz konusu fatura Ergenekon davası iddanamesi içerisinden çıkmış. Başbakanın "ben ergenekonun savcısıyım" dediği bir ortamda bu belgeden haberi olmaması mümkün müdür? Bence değildir. Peki Gökçek'le arası hiçbir zaman iyi olmayan Erdoğan neden bu şekilde davranmış olabilir?
Kişisel fikrim şu, Gökçek yaptıklarıyla artık AKP için taşınamaz bir yük olmuştu, ancak Gökçek görevdeyken yolsuzluk soruşturmasından içeri girseydi bu halk nezdinde AKP için oldukça kötü bir imaj oluşturacaktı(hatırlayınız İSKİ-SHP). Ankara'da kişisel oy potansiyeli yüksek bu şahısla seçimlere 2 yıl kala da köprüleri atmak da olmazdı, çünkü bu durumda Gökçek gibi bir kurnaz mutlaka sığınacak bir liman bulacak ya da en kötüsü seçimlere bağımsız aday olarak girecek ve bu durum Ankara'nın AKP'nin elinden gitmesiyle sonuçlanacaktı. Bunları öngören Erdoğan, ne kadar kendisinden hazzetmesem de, son derece akıllı bir manevrayla, Kılıçdaroğlu'nun popülaritesine tavan yaptırmayı ve CHP'ye 3 puanlık bir artış sağlamayı göze alarak, tam seçimler öncesinde düğmeye bastı ve planı tuttu.Şu anda İ.Melih Gökçek hiçbir partiden aday olamaz, bağımsız aday olmak içinse zaman kalmadı, çünkü seçmenlerin "yedirilip içirilmesi" için yeterli zaman yok. Neticede AKP Ankara'da, MHP adayı Mansur Yavaş'tan başka bir de Gökçeğin oylarını bölmesini tehlikesini bertaraf etmiş oldu. Kılıçdaroğlu derseniz, kendisi önünde saygıyla eğilmesi gerekilen bir kişi, ancak Baykal'ın bulunduğu bir ortamda CHP'ye lider olması imkansız, dahası medya isterse kendisini iki ay haber yapmaz ve bu halk onu da unutur. Benim öngörüm bu olsa da; sonuç olarak çok mutluyum, Gökçek istediği kadar mağduru oynasın, ya da balon patlatsın nafile(bu arada o balonları tam patlatırken yüzünün aldığı ifadeye dikkat etmenizi öneririm, o zaman daha iyi anlaşılıyor, adamın neden onlarca korumayla gezdiği, 4.1 lik deprem üzerine 14. kattaki evinden taşındığı). Ankara'nın üzerine çöken 15 yıllık kabustan kurtuluyoruz. Gönül isterdi ki halk Gökçeği sandığa gömsün ve bizim yüreğimizin yağları daha bir erisin, ama malesef bu mümkün değildi. Şimdi tek dileğim AKP'nin, Karayalçın ve Mansur Yavaş saygınlığında bir aday çıkarması. Daha öncede söyledim benim oyum Karayalçın'a, ancak seçimi AKP kazanacaksa, en azından bir zamanlar güzel olan bu şehri yönetecek insanın, bizlere layık biri olması gerekir.
p.s. son aldığım duyumlara göre AKP ted okulları başkanı Serdar Pehlivanoğlu'na Büyükşehir adaylığı teklifi götürmüş ama Pehlivanoğlu bunu reddetmiş.


Hiç yorum yok: