30 Aralık 2009 Çarşamba

Howww...Easy Cowboy!...(Söz başka ingilizce başlık yok)

Dün Özkök'ü kıyasıya eleştirdim. Eleştirimin altında yatan bir numaralı neden ise, Özkök'ün temelsiz ve içi boş megalomanlığıydı. Kendi düşünce yapısını tüm toplumun benimsediğini düşünerek yazdığı, "hadi kendimize itiraf edelim" yazıları, amerikan romantizmi, kimsenin düşünemediğini, düşündüğü ve öngöremediği, gördüğüne inanması... Bunlar bana en antipatik gelen yönleriydi.
Elbette bunun dışında da Ertuğrul Özkök'ün eleştirilen yanları var. Mesela iktidarlar süresince sergilediği dansözlere taş çıkartan figürleri, gündeme ilişkin olayların manipülasyonu(Malezya olur muyuz meselesi, Hiton arazisi, Bergama'daki altın madeni), ülkeyi yönetmek için lider ortaya çıkarma çalışması (Tansu Çiller'de tuttu ama M.Ali Bayar ve Sarıgül'de ellerinde patladı). Ama tüm bunlara baktığımızda, günümüz dünyasında medyanın yaptığı üç aşağı beş yukarı aynı şeyler. Yani bu durumda genel yayın yönetmeninin Ertuğrul Özkök ya da Fehmi Koru olması farketmiyor. Eliniz güçlüyse istemeden bu yola sapıyorsunuz. Zaten benim aşağı da bahsettiğim onurlu olma kavramı da bu pozisyonda olabilmeyi hazmedebilme yetisiyle ilgili.

Benim karşı çıktığım nokta dinci medyanın Özkök'e getirdiği eleştiri. Dün söyleşi yapılan tüm dinci gazeteciler Özkök'ün 20 yıllık görev süresi boyunca Hürriyet'e gerekli atılımı yaptıramadığıydı. Bunu kanıt olarak tiraj sayılarını ortaya koyuyorlardı. Ülkenin amiral gemisi pozisyonundaki Hürriyet'in günlük tirajı ortalama 450 bin miş.
Bunu Akşam'dan ya da Cumhuriyet'ten biri söylese anlarım da, elde ettiği 650 binlik satış rakamının %80'ini bedava abonelik yoluyla elde eden Zaman Gazetesi yazarı bu konuda ahkam kestiğinde ona "easy boy...easy" derim müsadenizle. Bugüne kadar siz hangi atılımı gerçekleştirdiniz pardon?(ha şu yaftalama reklamlarınız vardı değil mi?) Mevcut iktidar aleyhinde kaç yazı kaleme aldınız? Cemaatçi bir yapının atılımdan kastı nedir?
Özkök yerden yere vurulsun ama akbabalar bu işten sebeplenmesin lütfen.

Hiç yorum yok: