29 Eylül 2009 Salı

Yea... Sooo Fuckin' "United"!!!...






Baştan söyleyeyim. Ben Cengiz Çandar gibi "Obama seçildi, oh my god yes we can, peace man!" nidalarıyla salya sümük ağlayan sözde entel, gerçekte kıça sürülecek aklı, fikri, bilgi birikimi ve en önemlisi vizyonu olmayan adamlardan olmamak için özen gösteririm. Sonuçta bu dünyada ekonomi dinamikleri değişmediği sürece süper güçler dış politikalarını değiştirmezler, değiştirmeye çalışanı başkan yapmazlar, illa ki "başkan olacam" diyenin de üstü açık arabada beynini patlatırlar. Özetle Obama'nın başkan olması dünyada bir haltı değiştirmez (bakın bakalım seçim öncesi silah harcamalrını kısıcam derken şimdi yapabiliyor mu). Hatta iddia ediyorum (yarın olmaz ya) filistin asıllı müslüman bir arabın ABD başkanı olması da İsrail'in çıkarlarına halel getirmez.
Amerikan başkanı esas farkı iç politikada hissettirir. Burada gerçekten istediğini yapar. Zaten Obama'nın da ondan önceki başkanlardan farkı bu, adam gerçekten bir şeyler yapmaya çalışıyor. Sağlık reformu da bunların en başındaki hadise, filmin de koptuğu nokta. Şimdi diyeceksiniz Amerika'nın iç işleri, geldi seni mi gerdi. Hayır elbette, ama olay bir zihniyeti ortaya koyuyor.
Obama bu reformla ülkede herkesin zengin fakir ayrımı olmadan sağlık hizmeti almasına çalışıyor. Sonuçta bu benim başından beri savunduğum bir şey. O da her ülkenin vatandaşlarına gerekli eğitim, beslenme ve sağlık olanaklarını sağlaması. İnsanca yaşam için gerekli bu. Ama hali vakti yerinde Amerika'lılar bu reforma karşı, nedeni de doğal olarak esas fakir insanlar bu sistemden faydalancakları için bunun yükünü kendileri omuzlarına yükleneceğini biliyorlar. Tamam bu doğru ama primlerdeki yıllık bir kaç yüz dolarlık bir artışla hiç bir zenginin fakirleşmeyeceği açık. Ayrıca Amerika gibi ülkelerde sağlık yatırımlarının artması uzun vadede tedavi masraflarının(özellikle ilaç) düşüreceği için bu reform esasında toplumun geneline olumlu yansıyacak bir düzenleme.
Ama dediğim gibi kapitalizmin bencilleştirdiği insanlar bu reforma karşı. Elbette hepsinde hala biraz utanma olduğu için açık açık fakirlerin tedavi masrafları bizim cebimizden çıksın diyemiyorlar. Onun yerine "hükümet tedaviyi üstlenirse, hangi ilacı alacağıma da karışır, sonra ileride sağlığım bozulmasın diye ne yiyeceğim özgürlüğüme de" diye saçma sapan argüman üretiyorlar. halbuki aynı embesiller 1 milyon insanın telefonu Bush zamanı yasayla dinlenirken anayasal özgürlüklerinin katledilmesine ses çıkarmıyorlardı.
Daha da komik olan bu reform protesto edilirken, sosyalizmin bir öcü olarak gösterilmesi. Amerikan halkındaki bu sosyalizm korkusunun böylesine yerleştirmeyi başaranlara "helal olsun!!!" demek lazım. Sanırsın ki adamların annelerini sosyalist eşşekler kovalamış. Bu ölmek üzere olan ırkçı adamın, beni "zenci doktor tedavi etmesin" demesi gibi bir şey. Halbuki en iyi tedavinin sosyalist ülkelerde yapıldığı gün gibi ortada.Ayrıca bu embesillerin unuttuğu bir şey daha var o da, bugün acilde parası olmadığı için ücretsiz tedavi edilenlerin masraflarının zaten özel sağlık sigortası primlerinde kendilerine yansıdığı.
Aslında benim bir Amerikal'nın ne şekilde sağlık hizmeti aldığı umurumda değil. Bu arada sağlık konusunda(en azından ilaca ulaşma) ülkemizin gerçekten bir cennet olmasına şükretmeliyiz. Ama bu olay sıradan Amerikalı'nın zihniyetini ortaya koyması açısından, kendi ülkesinin vatandaşının sağlığı umurunda olmayan bir halkın, ülkesinin ortadoğuda döktüğü kanlara neden ses çıkarmadığını şimdi anladınız mı...

Hiç yorum yok: