11 Haziran 2009 Perşembe

Yüksek Lise Kurumu

Ülkemizdeki sözde yüksek öğrenimin ve üniversite tanımıyla oksimoron bir ilişkiyle başında bulunan YÖK'ün sosyoloji profesörü ünvanlı başkanı, bu ülkede gerçek anlamda eğitim veren üç beş üniversiteden biri olan Sabancı Üniversitesi'nin sistemine kafayı takmış durumda.

Konu Sabancı Üniversitesinde öğrencilerin istedikleri bölüme geçebilmeleriyle ilgili. Bu geçiş serbestisi zamanında Sakıp Sabancı üniversiteyi kurarken, Cumhurbaşkanı Demirel'den istediği tek ayrıcalıktı ve Demirel bu konuda bir sorun yaşanmayacağını taahhüt etmişti. Fakat YÖK ve başkanı Ziya Özcan üniversitelerdeki tüm sorunları çözmüş, geriye bir bu kalmış gibi (ki bu bir sorun olmanın aksine tam da olması gerekendir) kafalarını buna takmış durumdalar.

YÖK'ün bu konudaki gerekçesi Recep İvedik tadında sevimsiz ve gülünlç olmayan bir saçmalık. Eğer bir öğrenci okuduğu programdan dahha yüksek puanlı bir bölüme geçerse bu o bölüme hakkıyla girmiş öğrencilere haksızlık teşkil edermiş. Nereden bakılsa elde kalan bu saçmalığı teker teker çürütelim;

1) Bir bölümün yüksek puanlı olması, o bölümü diğerlerine göre daha mı değerli kılar? Mesela şu anda puanı daha yüksek olan ODTÜ Elektrik elektronik bölümü, ODTÜ Endüstri Mühendisliğinden daha mı değerlidir? Öyleyse 10 yıl önce Endüstri Mühendisliğinin puanı Elektrik Elektronikten niye daha yüksekti? Endüstri kendi kendine değer mi kaybetti? Ya da orada okuyanların diplomaları süreç içerisinde değerini mi kaybetti?

2) ODTÜ Çevre Mühendisliği, Gazi Elektik Elektronik bölümünden yüksek puanlıysa, bu ODTÜ Çevrenin bir üniversitenin Elektronik Bölümünden daha değerli diğerinden daha mı değersiz manasına gelir?

3) Ütopik bir yaklaşımla, bu yıl sınava giren herkes Sütçü İmam Tarih bölümünü ilk tercih olarak işaretlese ve kimse KOÇ burslu Ekonomiyi işaretlemese ve bu bölüm yedek kontenjandan girenlerle dolsa, sırf puanı düşük diye KOÇ Ekonomi, Sütçü İmam Tarihten daha mı az değerli olacaktır?

4) Bundan 30 yıl önce en yüksek puanlı bölüm olan Kimya mühendisliğinin bugün yerlerde sürünmesi, ya da tüm dünyada dahilerin tercihi Fizik Bölümünün, bizde Mühendisliği yazıp kazanamamış olanlarca doldurulması, bu bölümlerin değerini ne şekilde etkiler? Bu değer kavramı kime göre ve neye göredir?

Lafa geldiğinde insanın hayatını 3 saatte belirleyen sistemin yanlışından dem vuranlar, tam da bu sistemdeki sorunun üstesinden gelmeyi başarmış, kişinin farkında olarak tercih yapabildiği ve kendisi için yanlış olanı anlayıp bundan dönebilme imkanı tanıyan Sabancı Üniversitesi'nde okuyan 1000lerce gencin kaderiyle yok yere, saçma sapan gerekçelerle oynuyorlar. Eğer YÖK'tekiler sundukları bu mazerete gerçekten inanıyorlarsa solo testte 9 piyondan fazlasını bırakmayı da başarabilirler gibime geliyor.



Hiç yorum yok: